Birlikten kuvvet doğar
Herkes nereye ben de oraya
Miktarı: 38% - tek kasıl vektörlü insanlar, 95% insanların kasıl vektöründen başka öteki vektörleri de vardır.
Arketipi: Canlı maddenin temel kütlesi.
Tür rolü: Barış vakitlerinde - yapı işçisi.
Savaş vaktinde - asker, avcı.
GENEL ÖZELLİKLERİ:
1. Konfor sağlayan renk siyahtır.
2. Konfor sağlayan geometri dikdörtgendir.
3. Kartildeki konumu, Uzay kartilinin içsel kısımıdır.
İntroverttir (içedönük insan)
4. Düşünme tipi pratikttir, eylem yapma yoluyla bir şeyi öğrenir.
PSİŞİK ÖZELLİKLERİ:
Kasıl vektör, uzay kartilinin içsel kısımını oluşturur. Kasıl vektör bütün canlı maddenin temelidir. Kasıl vektörün hep arzu/nitelikleri insanın 4 temel bedeni ihtiyaçlarını (yemek, içmek, nefes almak, uyumak) sağlamaya yönlendirilmiştir.
Kasıl vektör, sayısı en çok olan vektördür. Yaklaşık olarak 95% insanların kasıl vektörü vardır. Fakat, onların ancak 38% bölüğüne kasıl insanlar deriz. Niçin?
Mesele şu ki kasıllık, başka alt vektörler (anal, derisel, üretral) ile birleştiğinde o vektörler ile nitelikleriyle tümüyle kaynaşır. Örneğin, anal ve kasıl vektörleri olan kişiye "güçlü" anal kişi deriz, üretral ve kasıl vektörleri olan kişiye "güçlü" üretral kişi deriz, ve saire. Böylece, kasıl insan diye, tek öteki alt vektörleri olmayan insanı adlandırırız.
Kalan 5% insanlar kasıl vektörsüz doğar. Anlamalıyız ki bir kimsenin kasıl vektörü olmazsa kas kitlesi de yok demek değildir. Benzer bir şekilde, bir insanın görsel vektörü yoksa, onun gözleri de yok diye söz edemeyiz. Bu da demek ki, o insanın öyle erojen bölgesi yoktur. Görsel vektörsüz bir insan, güzelliği hayran hayran seyretmeye, derin emosyonal durumları yaşamaya heveslenmez. Aynı şekilde, kasıl vektörsüz bir insan kas kitlesini artırmaya heveslenmez ve kol emeğinden zevk almaz. Öyle bir adamın kassal karkası görece zayıftır. Üstelik, bunu hiç bir alıştırmalar yardımıyla değiştiremez. Ileride, tek kasıl vektör insanlarını ele alacağız.
Ilkel insan topluluğunda kasıl insan savaştayken asker ve mağaradayken yapı işçi rolünü yerine getirmiştir. Sürünün hayatta kalmasını öncelikle tam kasıl insanlar sağlamıştır: avda yemek elde etmişler, sürüyü dış tehlikelerden korumuşlar, yeni topraklar zaptetmişlerdir. Üretral önder ve derisel çavuşların komutanlığında olarak, canlarını esirgemeyerek ava ve savaşa yürümüşlerdir, orada öldürmüşlerdir. Sonradan, kasıl askerler orduların nüvesini oluşturmuştur. Onlar başkalarının canını kolayca alırlar ve aynı şekilde kendi canını verirler. Savaşta canını vermek, kasıl insan için bir değerdir.
Günümüzde, kasıl insanın asker rolü geçmişe karışıyor. Devletler arasındaki karşı cepheleşme, caydırma politikasına inhisar edilir. Ayrı yerel çatışmalar yeni biçimlere dönüşmektedir. Çağdaş orduda, bütün yeni silahlar kullanmasını bilmek göğüs göğüse dövüşebilmekten daha önemlidir. Sıradan kasıl erlerin rolü günümüzde değerini yitirmektedir. Onların yerine, ültramodern savaş araçları kullanabilen uzmanlar gelmektedir. Bu yüzden, bugünkü dünyamızda, kasıl insanların asıl etkinlik alanı, tüm topluluğun hayatta kalmasını sağlayan faydalı kol emeği yapmalarındadır.
Anlamalıyız ki günümüz uygarlığımız, kasıl insansız varolmazdı. Bugünkü kent yaşamına alışan insanlar, mağazadaki besinlerin nereden çıktığını, tarla işlerini kimler yaptığını, fabrikalarda kimler çalıştığını, kimler sayesinde dairelerinde kanalizasyon ve ısıtım işlediğini düşünmezler. Bunun tümü, insanlığın kasıl bölüğü üstüne yüklenmiştir.
Bununla beraber, bugünkü zamanda kasıl insan yapabildiği en büyük ve önemli bir iş, inşa etmedir. Bu, özellikle bugünkü Rusya için gerektir. Konut yetersizliği varken, ev sağlama sistemi bozulmuşken, iskan edilmemiş uçsuz bucaksız topraklar varken tek kasıl insanlar pratikte evler ve kentler kurabilir, ev sağlama sistemini ayarlayabilir.
Kasıl insanın iki temel durumu vardır: hiddet ve monotonluk. Hiddet duygusu onu "savaş" durumuna vardırır, ki o kolayca öldürüyor. "Barış" durumunda tam monotonluk halinde olur, ki saaten saate, günden güne evler yapar, kömür kuyusu içinde çalışır, toprak sürür...
Kasıl insanlar çok barışseverdir. Onları monotonluk durumundan hiddet durumuna geçirmek zordur, lakin mümkündür. Bir kimse de onun yemek,içmek,nefes almak,uyumak ihtiyaçlarını tehdit etmezse, sakin kalır. Kasıl insanı çatısız kaldırmak, elinden tabağı kapmak, birdenbire uyandırmak gerekmez. Üstelik, kasıl vektörlü insanlar alkol ile çok ihtiyatlı olmalı: beynin kabuğuna etki yaparak, alkol doğuştan katili (asker ve avcıyı !) salıverir.
Kasıl insanlar hiçbir zaman "Benlik" kavramıyla düşünmez. Dünyayı algılamaları "Biz" duyumuna dayanılır. Kasıl vektörsüz bir insan, bu "Biz"e asla katılamaz. Herhangi bir insan olursa olsun, hiçbir zaman bu birleşik yekpare kasıl "Biz"in bir bölüğü olmaz, onu "bizimki" olarak duymazlar. Kasıl insanın dünyası ikiye bölünmüştür: "Biz" topluluğundan olan insanlar ve bu topluluğun üyeleri olmayan yabancılar. Herşeyi böyle bölürler: bizim sokak - sizin sokak, bizim mahalle - sizin mahalle, bizim topluluğumuz - sizin topluluğunuz.
Onlar, kollektife olabildiğince yakın olmaya çalışarak yaşamlarını kururlar. Aynı zamanda, onlar yaygın olan yaşam tarzına uymaya çalışırlar, herşeyin herkesteki gibi, "başkalarındaki gibi" olmasına heveslenir. Kasıl insanlar, "Biz"den ayırılmayı çok marizane karşılar. Münferit hücresinde bulunmak, onlar için en ciddi bir sınavdır.
Kasıl insanlar tamamen yönetilir olur. Onlar kendi başına hiç bir zaman protesto etmeye, çevredeki şeyleri tahrip etmeye gitmez, ancak birinin komutası altında böyle davranırlar. Onların kişisel görüşleri olmaz. Çünkü "Biz" birliği onlar için birincildir. "Bu durum üzerine ne düşünüyorsun?" diye sorarsanız, "Ben? Herkes gibi düşünüyorum." diye cevap verir. Kasıl insan, öğretildiği biçimde davranır.
Kasıl insanın kim olacağı, ona kim etki yaptığına bağlıdır. Yanında arketipik bir derisel ayyaş olursa, o da içmeye başlar. Yanında bir anal ekip başı olursa, kasıl insan gayretle çalışır. Her yerde yer alan kır ayyaşlığı probleminin çözümü bundadır.
Kasıl insanlar her şeyi pratikte öğrenir. Nasıl gösterdiler öyle yapar. Daha iyi, daha doğru olur diye sanadığı için değil, ona: "Şöyle yap" diye söylenmiş olduğu için böyle yapar. Aynı zamanda, ona bir aptal diye hiç denemez. Onun aklı başkadır. Kasıl insan yapabildiği şeyleri başka vektörel takımlı bir insan asla yapamaz: hiç kimse de onun gibi o kadar kolaylıkla çiri çakamaz, tahta kesemez, duvar yapamaz. Ona, herşeyi göstererek öğretmek gerekir. Bir ateşi sürdürmek görevi varsa, o ateşe nasıl çırpı atıldığını, o çırpı nereden alındığını gösteriniz, en ufak ince ayrıntılara kadar herşeyi açıklamanız gerekir.
Kasıl insanlar, kendi toprağına çok bağlıdır. Bununla beraber, onlar herhangi bir manzaraya karşı kendisini tamamen uyarlar. Şehir içinde onlar dolaşırlar. Ormanda ise tutacağı yolu aniden bulurlar, o şartlarda nasıl hayatta kalmak gerektiğini bilirler: hem ağaç yıkabilirler, hem alacık yapabilirler, hem de kuş tutabilirler.
Kasıl erkek, sekse karşı çok kuşkuludur, mesela, evlenmeye kadar yer alan sekse karşı. Kasıl kadın ise, bir an önce evlenmeye heveslenir: onun vücudu çocuklar doğurmak için yaradılmıştır. Çocuk doğurabilir yaşına geldiğinde, onun sekse karşı değil, döl döş doğurmaya karşı şiddetli bir arzusu ortaya çıkar.
Nüfusu sürdürmek çok önemlidir. Bir halkın mevcudu çok azsa, o halk ne kadar büyük olursa olsun, ama onun yerine başkaları gelir. Kasıl insanların fizik güçlülüğü ve sağlığı, sayısı en çok olan döl döşü doğurmalarını mümkün kılar. Tam onlar, başka vektörlerli insanlardan daha çok çocukları doğurur. Kasıl insanlar fena koşullarda yaşadığı takdirde bir ülkenin demografik hali de fena olur, ve tersine, iyi şartlarda nüfus artır.
Doğmadan önce, göbek deliği, kasıl insanın erojen bölgesini, kasları, dış dünya ile bağlayan bir kanaldır. Doğduktan sonra, o kanal temel "yemek, içmek, nefes almak, uymak" ihtiyaçlarını sağlamayı kesip kapanır. Kasıl çocuk acı çeker, çünkü bundan sonra herşeyi kendi başına yapmalı olur.
Sonraki yaşamı "ölüm kurtuluştur" duygusuyla geçer. Kasıl insanlar, görsel insanların aksine, ölümden korkmaz. Ölümü, ilkel duruma, annenin karnına geri dönme olarak görürler. Orada o kendisini çok iyi hissediyordu, hep temel ihtiyaçları sağlanmıştı. Kasıl insanlar: "Nereden geldim, oraya döneceğim, Toprak Ana’ya döneceğim" diye söylerler. Aynı nedenle, kasıl insanlar ölüm görünce her zaman canlanır. Cenazeyi en iyi surette, "insanca" düzenleyebilirler.
Kasıl çocuklar çok uyuşkandır. Onlar pek bir eğitimi gereksinmez. En önemlisi, kasıl çocuğu aylak aylak gezmeye bırakmamakta ve kimle iletişim kurduğunu gözetmektedir. Aksi takdirde, onun bir çete içine girme ihtimali vardır. O, ağır fizik emeğe alıştırılmalıdır. Ana babasına küçük yaştan beri yardım etsin. Tam emekten zevk almaya öğrensin. Toprak kazarken o kassal bir sevinç hisseder. Tam kasların gerilimi aracılığıyla kasıl insanın düşüncesi etkinleşir. Fizik emek ise, onu barış yönüne, mesela, konut yapımına, fabrikada, kuyuda çalışmaya kanalize eder.
Kasıl çocuklar spora katiyen verilmemelidir. Bedensel yetenekleri, yarışmalarda yenmelerine yardımcı olmaz. Çünkü kasıl insanın yarışmaya, rekabet etmeye, yenmeye hevesi yoktur. Spor, kasıl insanı savaş haline götürür. Fizik emeğe alışmamış ve spora verilmiş olduğu takdirde, kasıl insan sonradan kendisini ancak bir suçlu olarak gerçekleştirebilecek.
Kasıl çocuğun çevresindeki olacak insanları seçtiğinizde çok dikkatli olunuz. Köyde, fizik emeğe öğretecek anal ekip başı yanında olmalıdır. Kentte ise tahditlere alışmalıdır. Bu yüzden, kent şartlarında en iyisi, bir teknik meslek okuluna yazdırılmasıdır. Derisel tornacılık öğretmeni, mesleğe öğretmekle kalmaz, gerektiği gibi disipline de alıştırır, hayvansal arzuları sınırlamayı öğretir.
Kasıl vektörün topluluğun yaşamındaki rolü ve önemi küçümsenemez. Kasıllığın kötü şartlarda olduğu, Rusya gibi devletlerin birçok problemlerinin sebebidir. O problemleri çözme yollarını ve kasıl vektör hakkında daha ayrıntılı enformasyonu, Yuri Burlan'ın sistemik vektör psikolojisi treninglerinde bilebilirsiniz.
Madde, Yuri Burlan’ın sistemik vektör psikolojisi treninglerinin malzemelerine dayandırılmıştır.
Yazar: Mariya Gribova, devletler hukuku ve uluslar arası ilişkiler uzmanı;
Çevirmen: Ruslan Dautov
