Ya hep ya hiç!
Zorlu yollardan yıldızlara
Cüretli olan kazanır!
Ben değilsem, kim?
Miktarı: 5% doğar, 1% hayatta kalır
Arketipi: canlı maddeyi yeniden üretmek
Tür rolü: Barış vakitlerinde – önder: sürünün yenidenüretimi için doğrudan sorumludur
Savaş vaktinde – önder: sürünün hayat sahasını genişletir
GENEL ÖZELLİKLERİ:
1. Konfor sağlayan renk kırmızıdır.
2. Konfor sağlayan geometri üçgendir.
3. Kartildeki konumu, Zaman kartilinin dışsal kısımıdır.
Ekstraverttir (dışadönük insan)
4. Düşünme tipi taktik, standart dışıdır (kanunlar ve kurallar ile sınırlanmamış).
PSİŞİK ÖZELLİKLERİ:
Üretral vektörlü insanlar geleceğin insanlarıdır, onlar dışadönüktür. Tüm zamanlarda insanlığın ana amacı, her ne pahasına olursa hayatta kalmak ve kendisini yeniden üretmekti. Üretral insan doğuştan önderdir. Tam o, tüm sürünün geleceğe hareket etmesini sağlar: o, sürünün hayat sahasını genişletme ve canlı maddeyi yeniden üretme için sorumludur.
İlkel çağda hayat sahasını genişletmek, sürünün sağ kalması için zorunlu bir koşul olmuştur. Eğer de biz her zaman bir yerde otursaydık, açlıktan ölmüş olurduk. Mağaranın yanında gıda bitince yeni otlakları aramak, yerleri genişletmek gerekmiştir. Ava ve savaşa yürümek gerekmiştir. Bugünkü dünya başkadır, biz artık açlık çekmiyoruz, ama, ekspansiyon gerekliliği kalıyor. Günümüzde, ekspansiyon, yayılma yeni ideler düzeyinde gerçekleşir. Üretral insanlar o ideleri yığınlar arasında yaygınlaştırarak, tüm insanlık için yeni ufuklar açırlar.

Üretral önder sürüyü peşinden ava ve savaşa sürüklemiştir. Onun hakkında korkusuz, cesur, yürekli derler. Kendi örneğiyle tüm orduyu esinlendirmiştir ve o ordu yenilmez olmuştur.
Günümüzde, önderin görevleri dönüşmüştür. Üretral insan hala kendi bir sürüyü gereksinir. Bir ülkenin ya da büyük bir şirketin yöneticisi olabilir. Fena varyantta ise, bir cinayet çetesi önderi olabilir. Hep sorunları çözmeye standart dışı, yenilikçi bir yaklaşımıyla el attığı her işi yeni bir düzeye götürür.
Hayat sahasını genişletme, canlı maddeyi yeniden üretmesiz olanaksızdır. Mesela, bugün askerler ava gidip bir mamutu tutmuş, ama, maalesef, birkaçı geri dönmemiştir. Daha yarından, yeni bir mamutu tutmak için askerler yetmez. Yeni askerler gerekir. Kocaları olan kadınlar yeni askerleri doğurur. Fakat, evlenmemiş veya kocaları avda ve savaşta ölmüş olan kadınlar da vardır. Onlar ne yapsınlar? Onlar kullanılmamış bir yedektir ki.
Doğal, poligam bir cinselliğe sahip olan üretral insanlar bu sorunu çözmüşlerdir. Yaygın bir stereotipin tersine, poligami olayı, hiç de yenilik faktörüne göre seksüel partnerleri değiştirme değildir. Üretral vektörsüz erkeklerin poligamisi hakkında söz edemeyiz. Poligami, hatta seks değildir, çocuklar doğurmak amacıyla ejakülat ihtiyacını sağlamadır. Doğal bir merhametinden (görsel vektördeki acıma duygusuyla birbirine karıştırmanız.) üretral insan o kadınları döller. Merhamet, ancak üretral vektörde vardır, ve o merhametin esası, şu ya da bu nedenden dolayı “alınmamış” olan dişilere karşı bir çekimdir.
Tek bir tip kadınlarla üretral insanın ayrı ilişkileri olur – doğurmaz bir kadın olması ile uyandıran derisel-görsel kadınlarla. Öyle bir kadın, onun ilham perisi, savaşta ve avda yoldaşı olur.
Üretral üye dominanttır. Sürüyü bir hücre ile karşılaştırırsak, üretral insan onun çekirdeğidir. Canlı enerjinin, kuvvetin, yaşamak arzusunun karışımıdır o. Onlar, derisel insanlar dışında başkaları için şaşılacak bir biçimde çekici olur. Gözleri ateş gibi parlar, bakışları dominanttır. Üretral bir yeniyetme koşup dışarıya çıkınca hep başka çocukları bir anda yanına cezbeder. Ana babalarının yasaklarını unutup hiç duraksamadan onunla bir çatıdan diğerine koşuşurlar. O önderlik yapar, peşinden izlerler. Bu, bilinçsiz bir süreçtir.

Üretral çocuğun davranışı o kadar öngörülemez, kontrol edilemez ve cesurdur, ki ona “yiğit, atılgan, yaman” derler. O hiç bir otoriteleri ve kayıt kuyutları tanımaz. Daha çocukken neyi istediğini kesinlikle bilir ve hiç kimsenin tarafından idare edilmeye yer vermez. Onun itaatsizliği sorumsuzluk olarak görünebilir. Gerçekte, üretral insan çocuk çağından beri sürünün hayatta kalması için sorumluluğunu anlar. Ama bu sorumluluğu, idare edilir olmaya rıza göstererek değil, kendi başına gerçekleştirir: bir strateji icat eder, hiç kimseye de daha açılmamış bir yol bulur. Neticede, tüm sürü yeni bir gelişme aşamasına, geleceğe girir.
Üretral üye hiç bir şey ile sınırlanmaz. Ne yasalar ne ahlak ile. Hayatta kalmak için sorumluluk nasıl sınırlanabilir? Her ne pahasına olursa hayatta kalmak gerektir. Tüm sınırları aşır, hatta hareketleri de öngörülemezdir.
Bununla beraber, öyle sınırlanmamışlık doğal bir özgecilik ile birleşir. Üretral insanın tüm varlığı verme için tasarlanmıştır. “Seninki seninkidir, benimki de seninkidir.” Kendi malı olmaz. O hiç bir şeye sahip olmayı gereksinmez. Kendi vücudunu korumaya hevesinin olmaması, “Benim hayatım önemsiz, sürünün hayatı önemli” isimli doğal görevini sağlamak için bir araçtır. Aleksandr Matrosov, Stonewall Jackson, George Washington ve başkaları, üretral insanlardır.
Tam üretral insanlar her alanda yolu ilk olarak açan insanlardır. Kristof Kolomb, Ferdinand Macellan, Yuri Gagarin...İnsanlığın tarihindeki en önemli olaylar üretral insanlarsız olamazdı. Onlar her zaman riske hazırdır. Bu yüzden üretral insanlar arasında ölüm oranı yüksektir.
Onların refaha, mal biriktirmeye ve başka öyle şeylere hevesleri hiç yoktur. Bunda tek bir istisna, iktidar sıfatlarıdır: o meteliksiz olabilir, lakin, şık giyimleri ve pahalı aksesuarları mutlaka olur. En iyi, en yeni, en kaliteli, birinci sınıf şeyleri yeğler. Üretral insanlar çok cömerttir. Onlar yönetilicik yapar şirketlerde en yüksek ücret fonları olur.
Üretral değerler Rusya halkına özellikle yakındır. Kimi insanlar Rus konukseverliği görmüştür – ki onlar açık yürekle konukları karşılar ve son paraya şahane, cömert bir sofrayı kururlar. Rusya insanları için en negatif kavramların biri, cimrilik veya açgözlülüktür, ki kınanır. Aynı zamanda, Batı’da bu “akla uygun tasarruf ”a dönüştürülür ve alkışlanır. Rusyalılar üretralca övünmeyi, kazanım ve başarılarını anlatmayı severler. Tam üretral değerlerin etkisinden Rusya insanları yasa kayıtlarını anlamaz, ve herkese adalete göre hüküm verir.
Üretral insanların libidosu en yüksektir. Tam üretral insan yeni toprakları zapteder ve işaretler, seksüel ilişkilerden en büyük zevk alır ki, onun doğal göreviyle bağlıdır. Yüksek libidosu uygun bir kabiliyet ile sağlanmıştır: üretral insanın feromonları kadınlar için en çekici olur. O hep kadınları ister ve hep kadınlar onu ister.

Üretral insanların adaleti başkadır, asıldır, “eşitliğe” ya da “kanuna” uymaz. Asıl adalet, gerçek ihtiyaçlara göre tevzi etmektir. Beş çocuk anasına – beş lokma ekmek, bir çocuk anasına ise – bir lokma ekmek verilir. Fakat, savaş halinde talepler de aynı olur: birincisinin beşisi de savaşa gidecek, ikincisi ise biricik oğlunu yollar. Biri diğerisiz olmaz.
Özgürlük, verme ve sorumdur. Özgürlük tek “dışarıya” olabilir. İstediğimiz kadar almaya serbest değiliz, çünkü alma kapasitesi vücudumuzun ihtiyaçları ile sınırlıdır. Ama vermeye serbestiz – nereye ve ne kadar istersek de. Tam üretral insan doğal özgürlüğe sahiptir.
Üretral insan neyi ister şunu yapar, neyi istemez hiç bir zaman yapmaz. Okulda üretral çocuk ilginç olan dersleri mükemmel bir surette okur, başka dersleri ise hiç çalışmaz. Ancak daha yüksek önemi olan bir şey için istemediğini yapabilir.
Üretral insan yarışmaz, tek başka bir üretral insanla birbirine karşıt hale girebilir (bir sürüde iki önder olamaz). Onun öyle hırsı olmaz, hiç bir şeyin üzerinde hak iddia etmez. Zaten birinci olduğunu hisseder ve bu yüzden, kimse ile rekabet etmekte lüzumu yoktur. Derisel insanlar onunla rekabet etmeye başlayabilir, kendisi ise rakip olmaz.
Üretral insanın zayıf noktası, mertebesini alçaltmaktır. Bir kimse onun sandalyesine oturursa veya onu azarlarsa, şiddetli bir öfke nöbetini gösterir, ve hemen unutur bunu. Üretral insanların bellek bünyesi kendine özgüdür. Hep fikirlerinin hevesi geleceğe olduğundan dolayı, geçmiş hatırında pek kalmaz. Mesela, çocukluk çağında başından geçtikleri ancak genel çizgileriyle hatırlayabilir. Daha bir zayıf noktası, kaybedememesi, pes edememesidir. Üretral insan hiç geri gitmez, yaptığından vazgeçmez.
Üretral insanın bağırtısı, başı eğip emirlerine insiyaki olarak itaat etme isteğini doğurur. Hatta vücudumuz da uygun bir durumu alır.
Üretral insanın ayırdedici bir özelliği, sırıtmaya benzeyen bir kulaktan diğerine kadar uzanan bir gülümsemesidir (Hollywood gülümseme ile birbirine karıştırmanız).
Üretral insanın tepkisi en hızlıdır – hem bedeninin, hem de zihninin. Düşünmesinin bir özelliği, standart dışı, öngörülemez olduğundadır, yeni çözümleri ve yolları bulabilme kabiliyetindedir. Her yaptığı şeyde cüret ve utanmazlık vardır, ki bazen derisel küstahlık ile birbirine karıştırılır. Örneğin, tam üretral insanlar sıra beklemeden sıralardan geçer, ve, en enteresanı, hep sıradakiler ona takdir dolu bakışla bakırlar (Öndere daha nasıl bakılır ya?).
Üretral insan hayatın kendisinden zevk alır. Yemek, içmek, cümbüş yapmak sever, kadınları sever – hayatın her yanını açmaya heveslenir. “Severken sevmek!”, “Eğlenirken eğlenmek!” Her zaman ufuk dışına varır. Üretral bağımlılıkların kökleri bundadır. Onlar hep hoşuna giden şeylerden bağımlı olur: votkadan sekse kadar. Üretral insanlar alkolle kendilerini hızla bitirir. Ufağına ulaşmak amacıyla tekrar tekrar içirler, ufak ise giderek daha uzak olur. Aynı mekanizma ile üretral-işitsel insanlar da dozu aşıp narkotiklerden çabukça ölür.
Üretral insanın vücut ısısı yüksektir. Eski zamanlarda onlar yeni topraklar açmış, ilk olarak soğuk denizlere çıkmış ve karla örtülü dağlarda yürümüştür. Bunun için onlara vücut ısısını sağlamak için en yüksek bir kabiliyet verilmiştir de. Onlar sıcak, ateşli, tutkuludur, düğmeleri açık olur. Tümüyle düğmelenmiş ya da boynuna eşarp dolamış olan üretral insanı, başka vektörleri yoksa, hiç göremezsiniz. Onlara her zaman sıcaktır. Elbiselerini hiç iliklemezler.
Üretral insanlar uzun yaşamazlar. Kendi yataklarında seyrek ölürler (başka vektörleri yoksa).
Üretral çocukları yetiştirmek kolaydır. Onlar doğuştan tümüyle yeterli, sorumludur. Onlar anal insanlar gibi sözü dinlemez, derisel insanlar gibi itaat etmez, görsel insanlar gibi kültürlü, ahlaklı, işitsel insanlar gibi manevi olmaz, onlar tabiatlarından herkesten üstündür. Bununla beraber, en gelişkin bir görsel insan, doğuştan özgecil olan üretral insandan daha az ahlaklıdır.
Üretral çocuğu, sorumluluk duygusuna ağır vererek, kralın yanındaki bir naip gibi olarak büyütmek gerektir de. “Sen değilsen, kim?” Onu sınırlamamak ve ondan itaat talep etmemek önemlidir.
Anlamalıyız ki öyle çocuk bağımsızlık duymaya isteyerek baskıya ve şiddete karşı kaçmayla karşılık verir. “Dünya düşmancadır” duygusu ebedi olarak kalır, ve gelecekte üretral insan tüm dünya ile savaşmak için kendi bir sürüsünü kurur. Böylece en tehlikeli çetelerin elebaşları büyürler. Bununla beraber, üretral insanlar doğuştan suçlu değillerdir, ama, en korkulu çetelerin sergerdeleri, isyanların önderleri olur. Mesela, Stepan Razin, Yemelyan Pugaçov, Spartaküs.
Günümüzde, üretral çocuklara “hiperaktif” teşhisini koyarlar ve sonradan ana babaları onları ilaçlarla mahveder. Bu, çok vahim bir eğilimdir. Sağlıklı, toplumu ileriye sürecek üretral insanlarsız bizim geleceğimiz yoktur. Yuri Burlan’ın sistemik vektör psikolojisi, onların tabiatını düzgün bir biçimde anlamamız için ve öyle çocukların eğitimine yaklaşımları değiştirmemiz için bize fırsat veriyor.
Madde, Yuri Burlan’ın sistemik vektör psikolojisi treninglerinin malzemelerine dayandırılmıştır.
Yazarlar: Mariya Gribova, devletler hukuku ve uluslar arası ilişkiler uzmanı;
Diana Kirss, aile tabibi.
Çevirmen: Ruslan Dautov
